Satrançname

Fırat Kızıltuğ Akıl Fikir Yayınları ÇEVRİMİÇİ OKUMAK İÇİN GİRİŞ YAPIN
Hakkında

Hint’li hakîm Nâsır Dühr, satrancı icadetti. Beyin savaşı mahiyeti taşıyan bu oyunu, Talmend Şah’a öğretti. Şah, çok memnun kaldı. Nâsır Dühr’ü mükâfatlandırmak istedi. - Dile benden ne dilersin? - Devletlûm, hazînedârınıza emir buyurun birinci hâneye bir buğday, ikinci hâneye iki misli, yani iki buğday, üçüncü hâneye dört, dördüncü hâneye sekiz buğday koysunlar. Birinci sıraya on, ikinciye yirmi, üçüncüye kırk derken sekizinci hânenin hesabı, bin iki yüz seksen çuval ediyordu ki, bu da, devletin yıllık saray zahiresi tutarı demekti. Yanlış bir şey yoktu. Bu usul takib edilerek hesap yürütülürse, beşinci sıranın sonunda, altı milyon dört yüz yedi bin altı yüz seksen çuval buğday gerekiyordu. Zahire emini defterdara, defterdar, hazinedara haznedar şaha arzetmeyi yeğ tuttu: -Şahım boynumuz kıldan ince, velâkin hakîmimizin isteğini yerine getirmemizin mümkünatı yok. -Bir torba zahirenin lâfi mı olur ağa? -Biz dahi öyle düşünmüştük şahım, amma eldeki hesap satranç tahtasına uymadı, buyurun en iyisi şu kâğıttaki hesabı tetkik buyurun. Talmend Şah, kâğıdı aldı. Daha beşinci sıradaki hesabı görünce şaşakaldı. Nâsır Dühr’ün yüzüne “şimdi ne olacak?” manâsında baktı. Hakîm: -Şahım, hesabın böyle çıkacağını biliyordum. Size satrancın ne kadar büyük bir oyun olduğunu anlatmak istedim.

ISBN
978-625-7433-74-7
Sayfa Sayısı
156
Yayınlanma Tarihi
2021