
Fatîn Davud 1229(1814)’te Drama’da doğmuştur. Babası Drama ayanından Hacı Halid Bey’dir. Hayâtı hakkında başlıca bilgiler, oğlu Râsim tarafından Dîvânı’nın başına konulan hâl tercemesinden ibârettir. Asıl adı Davud’dur. Fatîn Efendi 1243 (1827/28)’te Mısır’da bulunan amcası Mehmed Hüsrev Bey’in yanına giderek sekiz sene orada kalmış. Girdiği bu yeni ve farklı kültür merkezinin elverişli şartları içinde tahsilini ilerleterek eli kalem tutacak dereceye varan Fatîn, aynı çevrede bulunan şâirlerle tanıştığı gibi ilk şiir denemelerini de burada ortaya koymaya başladı. Kendisinden bir sene sonra Bulak Matbaası’nda görevli olarak Kâhire’ye gelen Kandiyeli Sâlih Râcih Efendi’den ders görmüştür. 1252 (1836)’de İstanbul’a gelerek, divan-ı hümâyûn kaleminin mühimme- nüvisligine tayin olunmuş ve kalemin ananesine göre, kendisine Fatîn mahlası verilmiştir. Daha sonra sadâret mektubu kalemine giren Fatîn Efendi’nin bilemediğimiz bir sebepten dolayı, bu vazifeden ayrılmak mecburiyetinde kalması onu çok üzmüş ve bu memûriyeti tekrar elde etmek için muhtelif teşebbüslerde bulunmuş ise de hiç bir netice elde edememiştir. 1264 (1848)’te ticarethane-i âmirede ilamat odasına mukabeleci tayin edilen Fatîn Efendi, Sâlim ve Safâyî tezkirelerine zeyil olarak yazdığı “Hâtimetü’l-Eş‘ar” adlı tezkireye mukâfat olarak rabia rütbesine terfi ettirilmiştir. Fatîn Efendi, tutulduğu Göğüs darlığı hastalığından kurtulamayarak, 8 safer 1283 (1867)’te ölmüş ve Göksu deresi sırtlarındaki kabristana defnedilmiştir.